KURBAN KESMEK KİME BORÇTUR?
Kurban kesmek, mukim durumda olan ve sadaka-i fıtır verebilecek olan her kadın ve erkeğin üzerine vacip kılınmıştır. Buradan şunu anlıyoruz ki Müslüman olmayan kimseye, seferi halde bulunan Müslüman kimseye ve fakir olan Müslümana kurban kesmek vacip değildir.
Hz. Ebubekir (r.a) ve Hz. Ömer (r.a) seferi halde bulundukları dönemler içerisinde vacip olan kurban kesmek ibadetini ifa etmemişlerdir. Seferi halde bulunan Müslüman bir kimse yine de Allah (c.c) rızası için kurban kesmek isterse bunu vacip bir ibadet olarak değil de nafile bir ibadet olarak yapabilir. Seferi olduğu için kurban kesmezse hiçbir sorumluluğu olmaz. Günümüzde seferi olan bir Müslümanın imkanları müsaitse nafile olarak Allah (c.c) rızası için kurban kesmesinde elbette fayda vardır.
İmam-ı Azam Ebu Hanife, vacip bir ibadet olan kurban kesmede akıl ve ergenlik çağına ulaşma gibi koşulların aranmasına gerek olmadığı yönünde görüş belirtmiştir. İmam-ı Azam Ebu Hanife, hali vakti yerinde olan bir çocuğun vacip olan kurban ibadetini yerine getirebileceğini ve akıl sahibi olmayan Müslüman bir kimsenin de mallarından vasilerinin kurban kesebileceğini belirtmiştir. Ancak İmam-ı Azam Ebu Hanife, bu koşullar altında kesilen kurbanlardan sadece hak sahiplerinin yiyebileceğini, başkalarının yiyemeyeceğini de belirtmiştir.
İmam Muhammed ve İmam Züfer ise Müslüman bir kişinin vacip olan kurban kesmekibadetini yerine getirmesi için hem akli melekelerinin yerinde olması gerektiğine hem de hali vakti yerinde olsa da ergenlik çağına ulaşılmış olmasının gerekliliğine işaret etmişlerdir. İmam Muhammed ile İmam Züfer’in bu görüşlerine istinaden ise hali vakti yerinde de olsa ergenlik çağına ulaşmayan Müslüman bir çocuğun ve malı mülkü de olsa akli melekeleri yerinde olmayan bir kimsenin vacip olan kurban kesmek ibadetini yerine getiremeyeceği anlaşılmaktadır.